Gazete Hayır Kolektifi olarak, “Temsil edilme araçları ellerinden alınmış, yoksunlaştırılmış, emekçi ve ezilenlerin politik özgürlük mücadelesinden yana” taraf olduğumuzu açıklamıştık. Bu bağlamda, tarafı böyle bir yerden çekmenin “Patronsuz, fonsuz, bağımsız” bir gazetecilik gerektirdiğini ve bunun mümkün olduğunu açıklamıştık.
Bugün, 24 Temmuz Basın Bayramı. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde gazeteciler ve gazetecilik siyasi iktidar ve sermaye eliyle, tutuklama, işsizlik tehdidi gibi çeşitli yöntemlerle baskı altına alınıyor. Temsil edilme araçları ellerinden alınmış emekçi ve ezilenlerin yaşadıkları basında ya yer almıyor ya da sermaye ve siyasi iktidar tarafından uygulanan bir saldırı gibi değil de “hayatın olağan akışına uygun bir doğal felaket” gibi aktarılıyor. Zira doğal felaketler de (sel, heyelan v.s) bağlamından koparılarak haber yapılıyor.
Biz, Gazete Hayır Kolektifi olarak bir saldırı ve kuşatma altında bulunan emekçi ve ezinlerle aynı taraftan, aynı kuşatma altından elimizden geldiğince gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Polis barikatının arkasında değil karşısında, direnenlerin içinden direnenlerin sesini yükseltmeye devam edeceğiz.
Çünkü emekçiler, işçiler, kadınlar, çocuklar için gelecek bir bayram günü Basın Bayramı’nı yaratacaktır. Bu nedenle bugün kutlaması yapılacak bir bayram söz konusu değildir. Hep birlikte bütün zincirleri kırana kadar mücadeleyi sürdüreceğiz.
Gazete Hayır Kolektifi