Umut-Sen işçi sınıfının birleşik hareketini yaratma çabasını ve bu tartışmayı başlatmak üzere 17 Eylül Pazar günü Barış Manço Kültür Merkezinde geniş katılımlı ve coşkulu bir etkinlik düzenledi. “Umut Senin GÜCÜNDÜR” adlı etkinliğe öğrenciler, akademisyenler, kamu çalışanları ve işçiler yoğun ilgi gösterdi.
İşçi sınıfının sendikal mücadelesini güçlendirmeyi, işçilerin bağımsız birleşik yapısını kurmayı amaç edinen Umut-Sen, 2005 yılından bu yana benimsediği 9 ilke ekseninde işçilerin hem sermayeye hem de devlete karşı mücadelesine katkı sunuyor. Umut-Sen üyelerinin 17 Eylül Pazar günü organize ettiği “Umut Senin GÜCÜNDÜR” etkinliğinde birleşik bir emek hareketi yaratmanın olanakları tartışmalarına bir başlangıç yapıldı.
Etkinlik iş cinayetlerinde ve demokrasi, barış, eşitlik, özgürlük, devrim mücadelesinde hayatını kaybeden insanlar için bir dakikalık saygı duruşunun ardından işçi sınıfı mücadelesinde iz bırakmış direnişlerden derlenen sinevizyon gösterimi ile başladı.
Etkinliğin ilk oturumunda “Unutturulan Dev Uyanıyor: Örgütlülük Sıvılaşırken Sınıf Mücadelesi” adlı panelde emek mücadelesine katkı sunan akademisyenler, iş cinayetlerinden Suriyeli göçmen işçilere, Türkiye’de sendikal hareketten alternatif örgütlenme deneyimlerine kadar geniş kapsamlı sunuşlar gerçekleştirdi. Panelistlerden M. Görkem Doğan’ın “KİT Sendikacılığı Sonrası Geriye Kalan: 2010’dan Sonra Türkiye’de Sendikal Harekete dair Gözlemler” başlıklı bir sunuş ile paneli başlatmasının ardından Ertuğrul Bilir alternatif örgütlenme deneyimlerinden derslere ilişkin bir konuşma gerçekleştirdi. Panelistlerden Ezgi Akyol, Suriyeli göçmen işçilerin deneyimleri üzerine bir sunuş gerçekleştirirken Aslı Odman “Yaşam Savunusu Eksenli İşçi Örgütlenmeleri: İş Cinayetleri Bize Ne Gösteriyor?” başlıklı sunumu ile katılımcılara deneyim aktarımında bulundu.
Panelistlerin sunuşlarını izleyebileceğiniz linkler:
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1483771305035803&id=295219557224323
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1483795681700032&id=295219557224323
https://twitter.com/Umut_Sendikasi/status/909376424104071168
DİSK Basın-İş Sendikası eski yöneticisi Ertuğrul Bilir, Umut Senin Gücündür etkinliğinde konuşuyor. https://t.co/rfS1eMPiVz
— Gazete Hayır (@gazetehayir) September 17, 2017
Umut Senin Gücündür etkinliğinde akademisyen Ezgi Akyol konuşuyor. https://t.co/YIskMTfu5E
— Gazete Hayır (@gazetehayir) September 17, 2017
https://twitter.com/Umut_Sendikasi/status/909387768274477062
Etkinliğin “Birleşik Emek Mücadelesi İçin Forum” adlı ikinci oturumunda ise Tekno Maccaferri’den Avon’a; Yazaki’den Bony’e direnişçi işçiler mücadelelerini anlattı.
Kürsüye ilk olarak Düzce’de bulunan Tekno Maccaferri fabrikasında devletin kolluk güçleri ve patron işbirliği ile 2 kere grev kırıcılığı yapmasına rağmen grevlerini kararlılıkla sürdüren Birleşik Metal-İş Sendikasına üye işçiler çıktı. Düzce’de yaşadıkları grev sürecini anlatan işçi Muhammet Tunç, jandarmaların grev kırıcılığı yaparken kendisini darp etmesi sonucu bedeninde oluşan morlukları ve yaraları gösterdi. Muhammet Tunç onurlu hak arama mücadelelerine devletin ve patronun müdahalesine tepkisini “Neden işçi hep haksız? İşten atılan biz, gözaltına alınan biz. Ekmeğimizle oynamalarına izin vermeyeceğiz.” diyerek tepki gösterdi. Katılımcıların yoğun desteği ve alkışları ile Düzce’ye uğurlanan Tunç’un ardından kürsüye Yazaki fabrikasında kadınlara yönelik tacize sessiz kalmadığı için işten atılan fabrika önünde direniş gerçekleştirmiş olan Dilek Gültekin çıktı. Real Market işçileri, Hakan Plastik direnişçi işçileri, Bony direnişçisi, Yalova Belediyesi işçileri, Bomi, Migros direnişçileri, Bakırköy direnişçisi, Sio direnişçisi kürsüde mücadelelerini anlatırken Avon direnişi ve Güvenlik-Sen İşçi Meclislerinin sendika içindeki ihbarcılığa karşı mücadeleleri de gündemleşirken etkinliğe katılamayan Arkadaş Kitapevi işçilerinin dayanışma ve destek mesajı katılımcılara aktarıldı.
Direnişçilerin sunuşlarını izleyebileceğiniz linkler:
https://m.facebook.com/story.php?story_fbid=1483856675027266&id=295219557224323
https://twitter.com/Umut_Sendikasi/status/909401346599555074
https://twitter.com/Umut_Sendikasi/status/909404535126319105
https://twitter.com/Umut_Sendikasi/status/909406878291001344
https://twitter.com/Umut_Sendikasi/status/909409255303692293
İşçilerin sunuşlarının ardından kapanış konuşmasını Umut-Sen kurucu üyesi Başaran Aksu gerçekleştirdi. Öncelikle etkinliğin tarihinin Kartal’da gerçekleşen Laik Eğitim Mitingi ile çakışmasına dair yöneltilen eleştirileri yanıtlayan Aksu, etkinlik tarihinin 2 ay öncesinde belirlendiğini fakat laiklik meselesinin işçi sınıfı mücadelesine içkin olduğunu ifade etti. İşçilerle yaşadıkları deneyimden hareketle siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir işçinin çocuğunu İmam Hatiplere göndermediğini vurgulayan Aksu, “İşçinin babası köyde toprak sahibiydi şimdi kendisi köle. Dolayısıyla çocuklarının en iyi eğitimi almasını istiyor işçi aileleri. İmam Hatip’e göndermez çocuğunu.” dedi. İşçi sınıfını diline pelesenk etmiş çeşitli sol örgütlerin işçilerle hiçbir bağ kurmamasını eleştiren Aksu, ilerici-gerici tartışmasını merkeze alan bu yapıların iktidarın toplumu %50 bölme stratejisine tersten ortak olduklarını söyledi. Köyden kente gelip köleleşen işçilerle birlikte çıplak işçiliğin ortaya çıktığı ve sınıf mücadelesinin bu eksende önümüzdeki dönem ivme kazanacağını ifade eden Aksu, birleşik bir emek hareketi inşasının işçilerin ayağa kalkmasında önemli bir etken olacağını vurguladı.